20 Ekim 2017 Cuma
Hilkat Garibesi
Hilkat Garibesi
Uçurumlarda, göğüslerini kavra bir kadının.
Ellerin taş kesilecektir ama sen yine de kavra.
Öyle bir kavra ki, bir sinek kadar değeri olmasın avuçlarının.
Tutkular ve şiirler, her gece yeniden düşsün düşlerine.
Ardında kalsın hissettiklerin ve düşlerinde yansın gerçeklerin.
Kömürden bir kalp ile, kardan adam olmayı dene.
Ama sıcaklığınıda unutma insanların.
Unutma, toplum denen gözü doymazı.
Ve sen şöyle düşün: 'hayat her zaman sıska ve açtır.'
'Doyuma ulaşana kadar, kemirilen olacaksın, gerçeklerin içinde.'
Hayat her vakit, senden bir adım daha ötede olacak.
Bir adım daha ileri taşıyacaktır, parçalarını.
Ama sen yine de üzülme...
Gözlerinden, susuzluklarını giderecek, tek bir damla yaş bırakma kendinde!
Bakma, seninle aynı yolda yürüyemeyenlere.
Ve inanma, sahte gülücüklere.
Çünkü hayat, 'değersizle' zaman geçirecek kadar işe yaramaz değildir.
İşe yaramaz değildir, çünkü; tek gerçektir, nefes aldığın süre.
Sen sadece inan kendine...
İnan yalnızca benliğine.
Geçmişi bırakarak, inan geleceğe.
Düşlerinde bir yamaçtan sarktığını ve yeniden doğuşun, eskiye oranla daha taze kalacağına inan.
Öyle bir inan ki, ceberut bir kalbin, körpe bakışlardan daha insancıl,
karanlıkta boğulanın, aydınlıktaki yalandan, daha saf olabileceğine inan.
İnan ki, tüm karanlık, sünger çekebilsin aydınlığın üzerine.
Yalancı, göz boyayamasın renkli giysileriyle.
Güvensiz olan, yem olsun kargalara.
Sen ise; boğulacaksın suskunluğumun pençesinde...
H.Altıntaş
Siyah Gergedan
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder