Hodbin ve Hakikât
[Konuşmalar]
- Kim olduğumu bilmiyorum!
- Kim olduğunu biliyorsun.
- Ama bilmediğimi söylüyorum.
- Sen sadece bilmemekte ısrar ediyorsun.
- Neden?
- Yüzleşmek...
- Kiminle yüzleşmek?
- Kendinle yüzleşmek.
- Karşı karşıya gelmek; niçin tehlikeli olsun?
- Ben 'tehlikeli' demedim.
- Ne dedin?
- 'Gerçek' dedim.
- O halde insan, gerçeği görmekten niçin kaçar?
- Gerçek; uygarlık çöplüğünde ki yadsınamayacak yegâne 'şey' dir.
- Yani, 'gerçek': insandır.
- Kesinlikle.
- Bilinçli midir?
- Gerçek, öğrenmediklerindir.
- Temiz midir?
- Gerçek, yapay olmayandır. Yalanla ilintisiz; doğru olandır.
- O halde, kişi kim olduğu gerçeğini, neden değiştirmeye çalışır?
- Olmanı istedikleri kişi daha çekici gelir de ondan.
- Kimlerin?
- Sen olmayan herkesin.
- Yani, ben olmayan herkes, beni ben yapan gerçeğini unutturmayamı çalışır?
- Unutturmaya çalışmazlar. Seni sen yapan gerçeği senden almaya çalışırlar.
- Neden?
- Çünkü 'benciller'dir.
- Bencil olmak kötü müdür?
- Kendini bilmeden, başkalarını görmek kötüdür.
- Demek oluyor ki, kendin ile olan münasebetini arttırmalısın ki, bencil olmadan başkalarını görebilesin.
- Hayır.
- Söylediğin tam olarak bu değil mi?
- Hayır değil. Eksik.
- Eksik olan ne?
- Kendinle yüzleşince, başkalarını görmezsin. Görmezsin, çünkü kendinden başka kimsenin, sana sen kadar ihtiyacı yoktur. İhtiyaç, kendinle karşılaşmamaktan gelir. Bencillik, başkalarına duyduğun aciz ihtiyaçtan gelişir!
- 'Kendine olan ihtiyaç' ile neyi kastediyorsun?
- Gerçeği kavrarsan, kendini de kavramış olursun. Kendini görürsen, senden başka kimsenin ellerine bırakmazsın kendini ve bencilde olmazsın.
- Bencil insanlar nasıl hareket eder?
- Bencil insanlar, kendi gerçeklerinden ziyade, başkalarının arzularına göre hareket ederler.
- O zaman bu da onları yapay kılar.
- Kuşkusuz.
- Peki ben sizi öldürürsem. Bu bencilce bir hareket mi olur?
- Beni öldürürsen; uygarlığını bir kenara bırakmış ve gerçeğin önünde diz çökmüş olursun.
- Diz çökmek iyi bir şey mi?
- Gerçeğin önünde; evet.
- O halde diz çöküyorum.
- Hazır mısın?
- Neye hazır mıyım?
- Maskeni çıkarıp, uygarlığını kenara bırakmaya.
- Hazırım.
- Şimdi!
- Şimdi mi?
- Gerçeği bekletmek istemezsin.
- Bekletirsem ne olur?
- Gerçeği kaçırırsın.
- Kaçırırsam ne olur?
- Yaşayacaklarından kaçarsın.
- Artık hazırım.
- Görebiliyorum.
- Neyi?
- T-ü-m çı-p-l-ak-l-ı-ğı-nı...
H.Altıntaş
Siyah Gergedan
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder