Değirmen Kanatları Refakatinde Sulusepken
Ellerinin yol haritasından geçerken
bir gülücük kondurdum
yel değirmenlerine saldırmaya yakın.
Kayıp giden yol
zamanın eşit parçalarına
dudak bükerken
gece ile gün ışığı
ellerine birer koz aldılar
attılar deste deste
karla karışık yağmurun içine.
Yıkadı çamaşırlarını.
Kirli düşünceleri
derinliklerde
çaresiz balıklara yem oldu.
Değirmenci,
karşıdan gelenin
yarım yüzünü gördü.
Bekledi
darmaduman kalbiyle.
Değirmen,
atlı adamın
hor görülmüş yüreğinin
sancısıydı
gece ve sabahın çekmecesinde.
Toz bulandı adamın mızrağına.
Değirmen,
değirmencinin
en yakın su birikintisiydi
bilincin altında.
Ateş sardı atlının mızrağını
ve değirmenci çekildi
değirmeninin önünden.
Uzandı gözlerinden içeri mızrak
ve yerle bir oldu kuytu köşelerin
atından düşen kahramanı.
Kırılgan çocuk bedeni,
yel değirmeninde sallandı
rüzgarın okşayışıyla beraber.
Ve kan aktı
ama sen
yoktun
o sabah...
H.Altıntaş
Siyah Gergedan
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder