Uçurtmanın Kuyruğuna Yıldırım Düştü
Akşamdan kalma,
egzoz dumanıyla boğulurken
aşkımın kesik başı arasında
salındım karalar giymiş denizin tam ortasına.
Sandaldan sana sesleniyorum,
balıkçının ağına takılmış zarafet ışığıyla.
Tahta masanın ayak parmağı olmuşum,
Şimdi sallanan aşkıma kağıt koyman için
bekleyip duruyorum.
Oturup düşününce
ayak bileğine kavradığım ellerimi
içime işler tanrının dokunuş mucizesi.
Peki, alır mıydın beni içine?
Saklambaç oynama bahanesiyle
saklanırdım içindeki her yere.
Farkındayım çokça düşünmeyeceğini.
Ben tekerlekli sandalyede,
senin ise; yürümendi fark.
Fakat bir şair olsaydı seni seven,
kabul et;
kestane rengi saçlarınla asardı kendini.
Olsun,
sen yinede görmezden gel
kırılan ayak parmaklarımı.
Sakın gücenme bana,
çünkü sen değilsin kabahatli.
Hadi şimdi
yorgun bir yağmur dansı ifa et
benim için.
Gerçekleştir bakalım,
acaba yakalar mısın beni
yağmur damlacıkları arasında.
Az önce kendimi renklere verdim.
Hani bu sabah
gökkuşağı çıktı ya mavilikler arasında;
işte onu ben yaptım
senin için
kay-bet-ti-ğim par-ça-la-rım-la...
H.Altıntaş
Siyah Gergedan
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder